15 Eylül 2011 Perşembe

I Love Germans :)

CouchSurfing deneyimlerime hız kesmeden devam etmiş olsam bile yazmak için ancak fırsat bulabildim ve size tekrar son 2 haftada 2 Alman arkadaşımla yaşadıklarımı aktarmak istedim. :)
Özellikle buluşmak için Almanları aramıyorum ama bahsettiğim sitede İstanbul'u ziyaret eden gençlerin büyük çoğunluğunun Almanlar olduğunu söyleyebilirim. Durum böyle olunca bundan 2 hafta kadar önce yeni bir Alman arkadaş edinmiş oldum, buluşacağım yeni arkadaşımın adı Katharina'ydı :)


Bundan önceki buluşmamda Marissa ile farklı yerlerde beklemiş olmanın verdiği "Sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesi" misali telefonu olmayan Katharina'ya bir kaç gün boyunca Taksim'de hangi Starbucksta buluşacağımızı anlattım ve sonunda anlaştığımız saatte ve mekanda buluşmayı başardık :)
Bu sefer karşımda İstanbul'a 2 hafta için gelmiş acaip güleryüzlü ve akıllı bir kız vardı. Birlikte geçirmiş olduğumuz 3 saatlik sürede Türkiye'deki gençlerin neden İngilizce konuşamadıklarını,Almanya'daki Türklerin neden Türkiye'dekilerden bu denli "farklı" olduğunu ve daha bir çok konuyu dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım; aynı zamanda 3 farklı ülkede yaşamış birinden de bir hayli şey öğrendim.
Günün sonunda birbirimize yakın olduğumuz ilk ülkede buluşma sözü vererek ayrıldık..


Bir kaç gün sonra bayramda ziyaretimize gelen Alman arkadaşım Selma ile buluşma kararı aldık ve ben annemin yemeklerini bir hayli beğenen Selma'nın gitmeden bize akşam yemeğine gelmeyi daha çok isteyeceğini düşündüm. Selma yine eli boş gelmemişti ve bize badem şekeri getirmişti. Annemin karşısındakini doyurma iç güdüsü tekrar ağır bastı ve ben Selma'nın ülkesine döndüğünde Türkleri "ısrar etmeleri" ile hatırlayacağına artık emin olmuş oldum :)


Selma ile babamın çekişmeli tavla oyunundan sonra artık ayrılma vakti gelmişti ve ben sadece 4 kere görüştüğüm arkadaşımın ülkesine dönecek olmasına gerçekten üzülmüştüm.


Ve gerçekleştirdiğim buluşmalardan sonra anladım ki; şu Almanlar hiçte sanıldığı gibi soğuk insanlar değiller :)

2 Eylül 2011 Cuma

Şeker Gibi Bayram :)

Bir Alman Şeker Bayramında bir Türk ailesinin evinde ne yapar dedik, denedik gördük :) Bayramın 2. günü Alman arkadaşım Selma'yı evimize davet ettim. Onu duraktan alıp eve geldikten sonra içeri girdiğimizde İngilizce bilmeyen anne ve babamla Türkçe konuşmaya çalışması ve bize aldığı çikolataları verirken "İyi Bayramlar" demesi bizi çok eğlendirdi :)


Başta Selma ile anne-babam arasında çevirmenlik yaparken zorlansam da, babamın Selma ile Türkçe konuşması ve Selma'nın da bazen anlayabilmesi işimi iyice kolaylaştırdı. Türk yemeklerini çok sevdiğini söyleyen Selma ile ısrarı aynı ölçüde seven annem bir araya geldikten sonra Selma'nın Almanya'ya döndüğünde kilosundaki artışın sebebini tahmin etmenin zor olmayacağını söyleyebilirim :)


Selma'nın irmik helvasını çok sevdiğini söylemesiyle birlikte annemin yapmaya başlaması ve benim çeviremediğim şeyleri hareketleriyle anlatmaya çalışması günün en komik anlarındandı :)
Birlikte sofra kurmamız, kuzenlerimle beraber Bayram yemeği yememiz Selma'nın 18 gün oruç tuttuktan sonra bayramı bir Türk gibi yaşamasını sağladı :) 


Herkese iyi bayramlar..  http://fizy.com/#s/125yfh