28 Haziran 2012 Perşembe

Türkçe Konuşuyoruz :)

Couch Surfing buluşmalarım yine çok tatlı bir kız olan Alman arkadaşım ile hız kesmeden devam etti. Bir kaç ay önce yağmurlu bir hafta sonunu Türkiye'ye İstanbul Bilgi Üniversitesinde Erasmus yapmaya gelmiş olan Henrike ile birlikte geçirdim. Henrike, neredeyse her milletten insana farklı kültürleri tanıma hevesi ile mesaj attığım ve mesajıma çok sıcak bir şekilde karşılık veren Almanlardan sadece bir tanesi idi. Birbirimizi Facebook üzerinden ekleyip sohbet ettikten sonra hafta sonu buluşmak üzere sözleştik. 

Pazar günü sağnak yağmur eşliğinde buluşup bir şeyler yedikten sonra sohbet etmek amacıyla genelde Couch Surfing buluşmalarında tercih ettiğim Starbucksı önerdim. Fakat Henrike Starbucksın heryerde aynı olduğunu ve farklı yerler görmek istediğini söylediği için onu Taksim'deki Uçan Ev'e götürdüm. Gittiğimiz cafe'nin sıradışı havası Henrike'nin çok hoşuna gitti ve çok iyi derecede İngilizce ve İspanyolca konuşan arkadaşım ile güzel bir sohbete başladık. Bir çok farklı konudan bahsedip sohbetimizi koyulaştırdıktan sonra bir kaç haftadır Türkçe kursuna giden Henrike'yi benimle Türkçe konuşması konusunda sıkıştırdım. Onun anlayabileceği basit ve anlaşılı Türkçe kelimeleri bulmak benim için İngilizce konuşmaktan daha zordu :) Yan taraflarında basit cümlelerle sorulan Türkçe soruları cevaplamaya çalışan Henrike'nin birbirinden ilginç cümleleri sayesinde tüm cafe'nin ilgi odağı olduk. Henrike'nin "Neden bu kelimeye -de eki değil de -da eki geliyor" tarzı soruları ya da ingilizcede karşılığı olmayan kelimeleri açıklamamı istemesi Türkçe dil bilgimi sorgulamama yol açtı :)

Başlarda, hep Almanlarla buluştuğum ve farklı kültürleri tanıyamayacak olacağımı düşünüyor olmamım getirdiği tedirginlik, her buluştuğum Alman arkadaşımdan sonra yerini "Almanların birbirinden farklı ve hepsinin ne kadar sıcak kanlı insanlar" olduklarını düşünmemle son buldu.